farağon
* Bkz:
(y(ay).ış.(ot).or : oğh.(uz.am.er.at)+an
fi
fi * 1. et.ür.ük : is.okh.at : iç-çe (türkçe /
sakhaca / iskitçe & etrüskçe) kökenli
y(ay) im-mi’inin, daha sonraki
üp./f.üng : öt.ük
(sescil, phonetic) süreçte oluşan ve Fenike
(Phoenician) etkisi altında geliştiği (?) ileri sürülen
gök.er+en ~ g(re)ök+en
> grek (griechen, grecian; greek) alpha-beta’sında
Φ (phi = fi)
im-mi’ne dönüşen biçimine verilen ad;
y(ay) im-mi’nin y > f ünsüzüne dönüşümü üzerine “y-u-f
olsun yay-u-fi yapana!” denmiş, sonra nedeni
unutulup, anlam genleşmesiyle halk ağızında
“y-u-f olsun (anasını /
babasını ağlatana!)” ya da “y-u-f olsun (karısını / kocasını alta
atana (aldatana)!)” gibi kınama, ayıplama, azarlama için kullanılan bir
özdeyiş olmuştur; ► tr.
oğh.uz : y(ay).er.ng : is-es.oğh.or
(yüce aklın / şuurun {yaratığı} oğuz er-dişi’sinin ses
oruğu / oluğu ağız yerinden soğur olan ses uğuru / uğurlu sesi)
tamğhu’larını Fenikeliler sığır : ahırı diye algıladıkları için aynı
anlamda “öküz : evi > aleph : betha” dedikleri yazıda bizim
y(ay) im-mi
(koppa) olarak yer
almıştır. Latin abecesindeki Q / q (kü) im-mi’nin de kökeni
budur; 2. genelde
tr. y(ay).ış.(or) : am.oğh ~ yaşamak * “ay ışım yayışır ~ yaşıl /
yeşil olmak / olmamak” & yaşmak * “yayışır ~ yay ışıl ~ yaşıl / yeşil

yaşamanın ay ışım yayılır oluşumu {örten} yüzlük” kavramını belirten
öt.im : oğh-ğhu ~ tamğha’sındaki y(ay) / ış / am / oğh imlerinin
de uzam / uzam+anda (yer yer &
zaman zaman) bir birinden değişik dillerde Φ (phi = fi)
im-mi’ine dönüştüğü görülür; tr. y(ay).ış.am : y(ay).eri / oru
/ olu * yay (dişi) & erin ışım yayan yaşam yeri / oluşu / yolu > lat.
famulus, uşak ~ familia; eng. family; ar. aile;
y(ay).ış+or > eng. fish & fisher; “fış fış kayıkçı...”;
fee / few / fie!..;“fee, fie, foo, fam!.. –W.
Shakespeare (Macbeth)”; Bkz:
üp/f.üng : öt.ük;
y(ay).oğh
fo-hi * söylencesel & ölümsüz Çin
imparatoru; Bkz: y(ay).oğh.er
fol
* Bkz: y(ay) : ol
fonetik
* et.ür.ük : öt.ür.ük.iç-çe : Gök*köG.(ür.ük)
: iñi
(Türkçe kök ini / ürük ingi > origin’i) bilmezlikten gelinip,
gök : er+en > (g(r(φ)e)k)en
~ (Griechen, Greek) sözcüğü olarak tanıtılan
öt.il.üng : oğh-ğhu : öt.er.im-mi,
dilin uğu olutu terimi, ses yapısı ve sescil özellikleri
phonetic; a term for tongue & language vocalization;
Latin ph½nēticus,
representing speech sounds, {allegedly} from Greek
fonetikoς, ph½nētikos,
vocal, from ph½nētos,
to be spoken, from ph½nein,
to produce a sound, from ph½nē,
sound, voice;
Bkz:
öt.(ür.ük.ng) : il.üng.oğh-ğhu;
üp/f.üng : öt.ük
5 |